1 Şubat 2016 Pazartesi

Özlemek Seni

Seni özlemek bunlar
Ölümün ardında bıraktığın rüya
Ve hissettiğim duygulardan yoksun olmak

Bendeki
Aya bezenmiş bir kâbus bahçesinde kalmışlığın korkusu
Oradan elini uzatmışçasına gördüğüm mezar
Aslında mezar işçisi olmak dünya
Küreğin toprağa bulanmasını alkışlayan
Kendi kazdığı kuyuyu yine kendi örten
Ve yine sende olduğu gibi
Benim kuyumu da örtecek bir işçi
Senin olmayışın kadar masum değil hayat
Sanki her haykırışımda
Gökyüzünden düşen yıldırım bunlar

Yaşamında hissettiğim seni düşünmek
Seni görmek kadar güzel olsa gerek
Ruhuma damgalanmış iki tebessüm
Biri sen biri ben olan
Öyle özlemek ki seni
Keşke demenin hayal kırıklığına uğramış
Yaşamın yedi kat dibine mahkûm edilmiş bir özlem

Sonsuz aşkın son meyvesi gibi her şey
Bütün uğraşlara rağmen
Son rötuşları atmadan gidişin.
Yaşamın gölgesinde olmanın hazımsızlığı
Ve savrulan Dünyada huysuz kadın edasıyla
Dolambaçlı yolların sıska bakışları
Sen vardın ve sen yoktun.
İki durumda şekillenmiş bir oyun.
Senden istediğim rüyalarda kalman değil
Meleklerin bile uçmak istediği gökyüzü olman
Ama o kadar uzak değil.

Oyunu bozmuş olmanın hayal kırıklığı üzerimdeki
Tekrar başlangıcı olmayan
Zamana dur diyemeyen
Ve zamanı geri alamayan kırıklık
Yüreğin buruk olması bu özlem
Yedi harfe sığdırılabilecek kadar küçük bir sözcük
Özlemek…
Gökyüzünün haykırışlarıyla
Ve hayatın utangaçlığıyla
Seni özlemek…
Bana bıraktığın anılarla özlemek seni
Ve kalbimin muhalefet yanıyla yine seni

Özlemek seni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Korona mı insan mı?

Merhaba çok değerli arkadaşlar, size iyi niyetimle azıcık da olsa kendimden bahsedeceğim. Yalan söylemeyeceğim, insanlardan hatta insanlıkta...